Google Arama

Custom Search

31 Aralık 2014 Çarşamba

Gençlere Öneriler...

  Uğraşı üzerinde uzunca süredir teknik konulu uğraşlar üzerine paylaşımlarda bulunmaktaydım gel gelelim uğraşı dediğimiz sözcüğün içinde soyut- somut bu yaşam üzerine bir çok ögenin var olduğu bir gerçek. Bu başlıkta özellikle yaşamında geçiş sürecinde olan gençlere -belki lise belki ilk üniversite zamanları- bir kaç küçük not verelim dedik. Uğraşı takipçilerinin isteklerine karşın türlü yazılarımda ölçü-miktar-uzunluk vermekten kaçındığım gibi bu yazıda da herhangi bir kesin kural, alt başlık, izlenecek kesin yöntemler gibi bir iddiada bulunmayacağım.

* Kendini Tanımak Ve Yetenekler...

Çokça dalkavuğun bulunduğu bir toplumda yaşıyoruz. Siz anne-babalarınızın dizinde otururken sizin ne kadar özgün, akıllı, zeki, yakışıklı veya güzel olduğunuzu anne babanıza dalkavukluk etmek ya da yalnızca boşboğazlık yapmak için söylediler. Kan bağı olan yakınlarınızın içten gelerek yaptığı övgüleri burada konu dışı bırakarak söylüyorum ki, bu dalkavuklara kulak asmayın. Yirmili yaşlarınıza geldiğinizde en az sizin kadar yakışıklı-akıllı-güzel olan yüz binlerce kişinin arasında yaşadığınızı anlayacak ve çok ta özel bir yerinizin olmadığını anlayacaksınız.
 Bir zamanlar herkes '' neye ilginiz varsa ona yönelik bir okul okuyun'' derdi. Bu büyük bir aldatmacadır. Herkes piyano sesini sever gelin görün ki herkes piyano çalamaz. Neyi sevdiğinizi değil, neyi yapabileceğinizi düşünün. Size acı çektirmeden, algılarınızı ve psikolojinizi alt-üst etmeden size ileride bir mevki ya da iş sunacak alanları tercih edin. Yaşama bir kere geliyorsunuz, şekilden şekile girerek pata küte bitirdiğiniz okul size yalnızca acı anılar bırakır. Kimileri matematik sorusu görünce çözmeden duramaz, kimileri önüne konan kalemle çekici manzaralar çizmeden yerinden kalkamaz. Size en kısa sürede en çok verim aldıaracak ne varsa onu da deneye deneye bulmak sizin göreviniz. Yaşamınızda en az bir kez elinize kalem alıp çizim yapın, arkadaşınızın çaldığı bağlamayı, gitarı kurcalayın, işe yarar bilgisayar programları öğrenmeye çalışın, kısacası kendinizi her alanda biraz yoklayıp yapabilip-yapamayacaklarınızı deneyerek ayıklayın... Gibi gibi...

*Deneyimleme

Bize doğar doğmaz her şeyin kendi ayağıyla geleceği gibi romantik bir dünya sundular. Konuşmayı, karşılık vermeyi, elinizi ayağınızı girdiğiniz ortama göre nasıl ayarlayacağınızı, kime ne biçimde davranmanız gerektiği gibi daha bir çok konuyu kitaplardan filmlerden öğrenemezsiniz. Yaşamda ancak gerçekten deneyerek öğrendiğiniz şeyleri kişisel yaşamınızn içine katabilirsiniz. Elbette yaşanan ilkler çoğu kez güldürücü, utandırıcı olabilir, yine de bir ustanın iş yaşamına çıraklıkla başladığını unutmamak gerek. Çıraklık zamanında yapılan yanlışlar olmasaydı ustanın bugünkü kusursuz işlerini de satın alamazdık. Buradaki önemli nokta; deneyim yaşamaktan kaçmamak gerektiğidir.

*Anı yaşamak

Kendinizi türlü inanışlara, ideolojilere, kendi ürettiğiniz felsefelere çok kaptırmayın. Yaşadığınız her yaşın size sunduğu olanakları kullanın. 12 yaşında mısınız? O zaman gidin yerden yüksek oynayıp bilgisayar oyunlarına ilgi gösterin. 22 yaşında mısınız? Okulunuzun klüplerinde insanlarla ortak işler-projeler yapın, dilinizi geliştirip bisiklet turlarına katılın...Gibi... 72 yaşına geldiğinizde mahallede top koşturacak gücünüz olmayacak. Az çok kendi zevkiniz ve ruh sağlığınız için para veya zaman harcayın.  Türlü vicdan muhasebelerine çok girmeyin. Anneniz babanız sağlıklı bir yaşam geçirmişlerse,
 elbet onlarda kendi çağlarında kendi ana-babalarının gelirleriyle hoşça vakta geçirdikleri zamanlar yaşadılar değil mi? Sorumluluklarınızı ve yaşadığınız toplumun kırmızı çizgilerini bildiğiniz sürece sizi siz gibi yaşamamanız için neden yok. 


*Toplum Yapısı

İçinde yaşadığımız toplum ne yazık ki filmlerde bize gösterildiği gibi ''sıcak kanlı yardımsever ve sevimli insanların'' yaşadığı bir yer değil. Özellikle Türkiye'de büyük kentlerde yaşıyorsanız burnunuzdan ne kadar az kıl aldırıyor ve diğerlerine ne derece tepeden bakıyorsanız o kadar popüler ve değerli adam olursunuz. Birileri sizin peşinizden koşuyorsa bu sizin onlara çok yüz vermemenizden doğan gizemle birlikte size karşı gelişen doğal bir ''talep'' tir. İçi-dışı bir ve samimi bir insan olmak, herkese güler yüzlü davranmak büyük bir erdem olsa da toplumumuzda bu türlü insanlara ''Sen geride kal biraz. Nasılsa her zaman cebimizdesin'' gözüyle bakılmasına neden olur. Erkekler özellikle ne kadar sessiz, gizemli, rahat ve ağırbaşlı davranır ve çevreye 'serin adam' imajı yayarsa o denli ilgi görürler.

*Seven adam sizi bulur.

Çoğu kez başkalarına karşı bir ilgi duyar onlardan da aynı ilgiyi bekleriz. Kız olsun erkek olsun eğer birisinin size ilgisi varsa ne yapar eder sizi bulur. İster sınav haftası olsun, ister telefonu arızalanmış olsun, ister bacağı kırılmış olsun. Birisi size ilgi besliyorsa size tutkal gibi yapışır ya da size 'sizi uzaktan izlediğini' bir şekilde belli eder. Bahanelere aldanmayın. Siz de birisine karşı gerçek bir ilgi göstermiyorsanız onun arkasına takılmazsınız. 
En önemlisi kız olsun erkek olsun ya da sıradan bir arkadaşınız olsun sizinle vakit geçirmek isteyen adam size sürekli teklifler sunar: yılbaşında ne yapalım, sinema festivali varmış gidelim mi?.. Türünden.  Küçükken de eğer arkadaşlarınız sizi seviyorsa her akşam kapınıza dayanıp ''Hadi aşaağı geliyo-musuun, küçük parkta tur bindirme yapıcaaaz'' demezler miydi?... Bu tespitler iş yaşamında da geçerlidir. Sizinle ortak bir iş yapmak isteyen adam siz kaçsanızda sizi zorlar, yola getirmeye çalışır. Bunun dışındaki ilişkiler günlük ilişkilerdir, unutulur gider.

*Erkekler için: Size ilgi gösteren kız sizinle konuşurken dirseğini elini kolunu size vurur. Sizinle konuşurken kafasını sağa sola eğer, siz konuşurken saçmalasanız da siz doğru bir şeyler söylüyormuşsunuz gibi ilgiyle sizi dinler. Sakın ola varınızı yoğunuzu kızın önüne dökmeye kalkmayın. Kızlar gizemli bir şeyler buldukları erkeklere ilgi duyarlar, eğer siz sevecen bir şekilde tüm iç ve dış dünyanızı onunla paylaşırsanız sizi arkadaşı gibi görür ve sizi 'çekici' sınıfına sokmaz. Aynı şekilde o da size yaptığı bir şeyi anlattığında hemen balıklama atlayıp 'sahi mi?, nasıldı? , neydi' gibi sorular sormayın. Geride kalıp olanları izleyin. Ona akıl vermek yerine çoğu kez ona sadece onu anladığınızı ya da dinlediğinizi hissettirin yeter. 20 li yaşların sonlarına doğru artık ne kadar yakışıklı ve zeki olduğunuz pek te önemli değildir. Geleneksel olarak kızlar bu yaşların ilerleyen kısımlarında artık parasını kazanıp ayakları üstünde duran erkekler ararlar. Çoğu kez '' aaa, bu kız şu kel adamla nasıl evlenir'' türünden soruları soruyor olacaksınız. Kısacası kendinizi ağırdan satın. Yaşınız ileri değilse tarz gözüken, az bilinen ve ilginç işlerşe uğraşın,  ilerideyse önceliği ayaklarınızın üzerinde durmanın yollarına bakmaya verin.

*Unutmayın 18-25 yaş arasını ne kadar mutlu, sağlıklı ve verimli bir şekilde doldurursanız ileride o denli sağlıklı bir ömür yaşama olanağı bulursunuz. Toplumun doğruları her zaman evrensel doğrularla uyuşmayabilir. Siz fırsat buldukça evrensel değerlerden ya da geleneksel öğretilerinizden atıflarda bulunun ama özellikle Türkiye gibi çelişkilerle dolu bir ülkede yaşadığınızı unutup şaşkınlık ve boş bulunmuşluk anlarına sık düşmeyin.

2 yorum:

  1. Bu sabah okuduğum ergen olmadan öğrenilmesi gereken 10 şey yazısının akabininde bu yazınızla karşılaşmak tesadüf olmasa gerek. Bir evladım var oğlan değil ama yine de ona okuyup, basılı bir halde kendisine vereceğim. Çok güzel bir anlatım, yüreğine sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. Size ulaşabileceğim bir mail adresiniz var mıdır?

    YanıtlaSil