Google Arama

Custom Search

8 Temmuz 2010 Perşembe

Tavuklu Saatler...

Eski Günlerin Güzel bir Hatırasının Dönüşü.
Köy evinde sakin bir gün...
Dışarıda, avluya kar mı yağıyor yağmur mu belli değil. Ama soğuk olduğu kesin. İçerideki soba sıcacık, uçları yanmış ve yırtılmış halıların tabanı kapladığı odanın içerisini ısıtmış, odaya yanık bir yufka kokusu yayılmış. Ve siz ince bir camın ardından tahta çerçevelerden sızan havanın etkisiyle de biraz üşüyerek dışarıyı seyrediyorsunuz...
 Ama bir ayrıntı ilginizi çekiyor; camın eşikliğindeki şirin bir saat.
O da nesi? Camın içinde bir şey kıpırdıyor, böcek mi acaba, ama oraya nasıl girmiş?
Yaklaşıyorsunuz saate, kafası oynayan bir tavuk var! Belki de horozdur ama yanında civcivleri var, tavukta olabilir horozda ama ne fark eder ki, bu tavuk yem yiyiyor! Yanında da sarı sarı küçücük civcivler...

 Konuk olarak geldiğiniz bu şirin köy evinde oynayacak bir şeyi daha bulmanın sevinci ile annenizin yanına koşup saati gösteriyorsunuz ama anneniz bunun kendi çocukluğundan beri var olan bir saat olduğunu söylüyor. Şaşırdım doğrusu, böylesine ilginç bir saat ta eski zamanlarda da mı varmış? Oynayamıyorum gerçi tavukla, yemlenip duruyor camın ardında.
En azından çırıl çırıl öten zili ile oynayabilirim ama...

  Çoğumuz görmüşüzdür bu tavuklu saatleri. Özellikle milletçe bilinçaltımıza nedense derin bir etki bırakmış olmalı ki her görende ufak bir duraksatma etkisi yapabiliyor kolayca. İşte benim de hafızamada bastıbacaklığımda kazınmış ve yıllar sonra bir saatçide yepyeni ve gıcır gıcır tavuklu saati görünce içimde hemen ‘'işte buldum'' hissi uyanıverdi.Tanıdık bir saatçi olmasını da fırsat bilerek hemen aldım bu şirin makineyi .Çok sesli çalıştığından odamda sürekli kullanabileceğimi sanmasam da önemli değil, Eski günlerin düş gibi ve tatlı esintilerini yakalayabilmiş olmam daha önemli benim için :) Eskilerde kalmış olan bu saatin yeni üretilmiş olanını bulmama ise benden çok çevremdeki büyükler şaşırdı.
 Bu saatler bildiğim kadarı ile 1960 tan bu yana varlar, daha da eski olabilirler çünkü yurt dışı kaynaklılar. Saatler Serkısof tarafından ilk çıkarıldığında o kadar sevilmişler ki diğer saat markaları da hemen benzerlerini üretmekte gecikmemişler. Modeller değişsede değişmeyen tek şey civcivleri ile çiftlikte sakince yemlenen tavuk olmuş.

  Eski günlerin anılarını bir kez daha tazelemenin keyfini yaşamak gerçekten hoş bir duygu. Yaratıcılık duygularımı fazlası ile canlandıran bu saate baktıkça onun bende hissettirdiği duyguların daha derin olduğunu fark ediyorum:) Tavuk arkadaşım, tik tak sesine alışık olmasam da yağmurlu camın ardından yemlenmeye devam edecek artık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder