Google Arama

Custom Search

8 Temmuz 2010 Perşembe

CANLI PARATONER

Çocukluk içinde bir çok güzelliği barındırdığı gibi bilgisizliğin getirdiği tehlikeleride beraberinde getiriyor.
Eski oturduğumuz siteye her bahar ve sonbahar yağmurlarında bolca yağmur yağar ve yıldırımlar düşerdi.
Yıldırımların toprağa değdiği yerde geniş oyuklar olurdu, en azından öyle hatırlıyorum.
Yine böyle bir hava sırasında kafa dengi bir arkadaş bulup herhalde apartmanımızın tepesindekilere özenip, bir paratoner yapmaya karar verdim.
Biraz sonra sitenin tel örgülerinden artan uzun ve kalın telleri kullanabileceğimizi fark edip hemen işe koyulduk.
Tellerin ucu bucağı olmadığı için bölüm bölüm kesip birbirine ekledik ve en alt kısmını toprağa gömdük....
Ama bir sorun vardı; hava esintiliydi ve paratonerimiz (!) ayakta durmakta zorlanıyordu.
Şimşeklerin gürültüleri yaklaştıkça da heyecanımız dahada artıyor ve sabırsızlanıyorduk.
Ve sonunda ikimizde teli çıplak ellerimizle sımsıkı tutarak bir yıldırımın gelip üzerine düşmesini bekledik dakikalarca. Apartmanımızı kurtaracak, ne güzel övünecektik ama!
Bekledik, bekledik, olmadı. yağmur ve fırtına gittikçe şiddetini artırdı ve teli bırakıp arkamıza bakarak evlerimize kaçtık.
Bu yaptığımıza artık ne denir bilemem. Siz siz olun kesinlikle fırtınalı,şimşekli havalarda sivri uzun metallere dokunmayın, ya da bizim yaptığmız gibi açık alanda sap gibi durmayın, duran ağaçların, direklerin altına da girmeyin.
Feci şekilde can verirsiniz.
O gün iki kafadarın ölmemesinin tek sebebi çok şanslı olmalarıydı.
Yağmurdan sonra ortalığı dolduran mis gibi ot ve toprak kokuları arasında çamura batmış ayakkablarımın ağırlığı içinde top sahasına indiğimde paratonerimiz damlaların kendisine açtığı belli belirsiz yatağın içinde öylece yatıyordu...

Paratoner Hakkında Ayrıntılı bilgi:http://tr.wikipedia.org/wiki/Paratoner

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder